Nerede olursak olalım, her zaman ve her yerde etrafımız farklı pek çok renkle donatılmış
durumda. Mavi gökyüzü, yeşil, kahverengi ağaçlar, gri duvar, sarı yapraklar vs
vs...Renksiz bir dünya düşünebiliyor musunuz? Ben düşünemiyorum...
Renkler aslında
ışığın prizmatik yansıması olup, yansımayla birlikte her renge ait bir dalga
boyunun oluştuğunu söylüyor uzmanlar. Yani gördüğümüz her şeyin yansıması ve renkleri, zihinsel, fiziksel ve ruhsal anlamda aslında bizim yaşamlarımızın bir
parçası.
Her rengin bir özelliği
ve anlamı olduğuna ben çok inanırım ve elimden geldiğince de uygularım. Bu bilimsel açıdan da üzerinde pek çok çalışma
olan bir konu. Hatta belli hastalıklara karşı renk terapisi uygulamaları
mevcut. Bunu uygulayabilmek için tabi ki renklerin etkisini ve hangi hastalıklara
karşı etkili olduğunu bilmek gerekir. Bazı kısa bilgileri aşağıda derledim:
Kırmızı Renk: Yaşama sevincini çağrıştırır. Anemi, soğuk
algınlığı, lösemi, safra taşı, apse, düşük tansiyon, donma, uyuşukluk ve enerji
düşüklüğüne karşı etkilidir.
Turuncu Renk: Neşe,
cinsellik ve iyi enerjiyi çağrıştırır. Apse, eklem iltihabı, mesane sorunları,
düşük tansiyon, soğuk algınlığı, depresyon, fiziksel yorgunluk, donma, safra
taşı, gut, böbrek ve karaciğer hastalıkları, romatizma, kramplar, tiroid bezi
hastalıkları, mide ülseri, idrar yolu iltihabına karşı etkilidir.
Sarı
Renk: Bilgelik, konsantrasyon, akıl rengidir. MS,
eklem iltihabı, diyabet, zehirlenme, hepatit, sarılık, konsantrasyon eksikliği,
zihinsel karmaşaya karşı etkilidir.
Yeşil Renk: Aynı zamanda en
sevdiğim renk olan yeşil, güven, cömertlik, huzur, istikrar ve şifa rengidir.
Anjin, bronşit, katarakt, göğüs ağrısı, klostrofobi, yumurtalık kisti, ruhsal
yorgunluk, gastrit, ülser, şok, sinüzit, kusma ve genel şifa üzerinde
etkilidir.
Mavi: İç dinginlik, sevgi
ve sezgi rengidir. Bel ağrısı, yüksek tansiyon, bronşit, yanıklar, katarakt,
nezle, kırgınlık, öksürük, kramp, kulak ağrısı, epilepsi, fiziksel yorgunluk,
ateş, safra taşı, kızamık, baş ağrısı, fıtık, hıçkırık, hazımsızlık,
uykusuzluk, migren, kabakulak, miyopluk, bulantı, burun kanaması, ödem,
zatürre, erken adet görme, burkulma, kekeleme, stres, arpacık, güneş yanığı,
diş ağrısı, varis, sarılık, ses sorunu, ateş düşürme gibi pek çok derde deva en
şifalı renktir.
Mor: Ruhsallık, denge ve kendine güven rengidir. Kulak ağrısı,
epilepsi, menopoz, miyopluk, burun kanaması, paranoya, siyatik, arpacık, siğil
ve varis üzerinde etkilidir.
Beyaz renk ise saflık, temizliği temsil eder.
Kahverengi: İstikrar, muhafazakarlık,sadakat ve korumacılığı temsil eder. Hayvanları iyileştirme, kayıp eşyaları bulma, konsantrasyon ve kararlılığı arttırmada kullanılır.
Gri: Olumsuz etkileri nötralize eder.
Siyah: Ekstremlerin ve kendine güvenin rengidir. Gizem, depresyon, gizliliği çağrıştırır.
Daha detay bilgi almak isterseniz ‘Renk Soluması’ metodunu araştırıp uygulamaya çalışabilirsiniz.
Gelelim bunu
gündelik hayata nasıl aktarabileceğimize... İşe zamanımızın çoğunu geçirdiğimiz
ofis ve evimizden başlamak ve renkleri seçerken dikkatli ve bilinçli olmak
gerekiyor. Fazla canlı renk olursa farkına bir varmadan sizi yorar ve yaşamınızı
etkiler.
Hem kendimizin hem de çocuklarımızın yatak odalarımızda mavi, yeşil, pembe tonları seçmeliyiz. Bu renkler sakinleştirici,
huzurlu ve uykuyu çağrıştıran etkiye sahiptir. Salon gibi ortak yaşam
alanlarında dinlendirici, aşırı yormayan pastel renkler olmalı. Araya renk
katıp, canlılık vermek için küçük ve renkli objeler kullanılabilir.
Rengarenk ve Sevgiyle Kalınız,
Doğal Aile - Anıl Özmen