22 Aralık 2016 Perşembe

Çocuklar Yatarken Nasıl Giyinmeli?

Merhaba

Annelerin en çok sorduğu sorulardan biridir 'Bebeğim uyurken üşür mü, terler mi ne giydirsem ?' hatta uyurken gidip kontrol edilir, özellikle havalar soğudukça kafada hep soru işareti olur.

Çok da haklılar. Çünkü çocuklarımızın sağlıklı bir şekilde büyüyebilmeleri, hasta olmamaları için oda sıcaklığı ve doğru uyku kıyafetleri giymeleri çok kritik önem taşır. Odaları çok sıcak olduğunda, havadaki nem oranı azalır ve solunum yollarını olumsuz etkiler. Burada iki kritik bilgi paylaşmakta fayda var.

1- İdeal oda sıcaklığı gün içinde 20-24 derece olmalıdır. Gece için ise uzmanlar 1-2 derece altında olmasını önerir.

2- Çocukların üşüyüp terlediklerini el, ayak ve yanaklara dokunarak değil, alın, ense veya karın bölgesine dokunarak anlarsınız. Malum onların vücut ısısı bizden fazla. Biz üşüyünce onlar da üşür, terleyince onlar da terler unutmayınız...

Gelelim uyku kıyafetlerindeki Tog kavramına. Tog ne demek? Tog, bebeklerin uyku tulumlarının kalınlığını, bebeğinizi ne kadar sıcak tuttuğunu ve hangi oda ısısı için uygun olduğunu belirten bir ölçü birimidir. En inceden en kalına doğru aritmetik sırayla gider. 0.5 'sıcak havalar için ince kıyafet', 3.5 'çok soğuk havalar için kalın uyku kıyafeti' anlamına gelir. Aşağıdaki tabloda genel tanımını bulabilirsiniz.



Bu tablo uyku tulumu satın alırken yol gösterecektir. Size daha da detaylı yardımcı olması için 'oda sıcaklığına göre ne giydirmeliyiz' sorusu ile ilgili bir tablo da hazırladım, umarım yardımcı olur :)


Uyku giysilerindeki kumaş seçimine de kısaca değinmek lazım. Çocuğunuzun vücuduna hava aldıracak, pamuk, yün ve ipek materyalden yapılmış giysi ve tulumlar tercih edilmelidir. Petrokimya ve plastik türevi olan polyester (polar kumaş polyesterdir) kıyafetler çocuğunuzun tenine hava aldırmaz, terletir ve hastalığa davetiye çıkartır (potansiyel kanserojen etkisinden bahsetmiyorum bile) ve kullanılmasını önermiyorum.

Çok sıcak havalar dışında, özellikle bahar ve kış aylarında yün ipek ve yün kıyafetler öneririm (çocuğun yün alerjisi yoksa). Nedeni ise, hava geçirgen olması, vücut ısısını koruma özelliği ile terletmeyip, sıcak tutması ve özellikle İstanbul, İzmir gibi nemli bölgelerde nemi kendi ağırlığının 3 katına kadar emip, hava geçirgenliğini koruyabilmesidir.



Sağlıklı uykular

Anıl Özmen- Doğal Aile

Kaynak: jojomamabed,sleeperific,wikipedia ve kendi deneyimlerim


17 Kasım 2016 Perşembe

Çocuğunuzu Emziğe Başlatırken İyi Düşünün

Merhaba,

Beni tanıyanlar bilir, bendeniz  kızım Mila'yı tek başına ve anneanne babaanne dahil hiç bir yardım, destek almadan büyüten, eski bankacı, yeni girişimci bir anneyim :) Çocuğumu büyütürken pek çok kaynaktan faydalanıyorum, araştırmaya ve okumaya daha hamileyken başlamıştım. Okuduklarımın bir kısmını uyguladım, bir kısmını da uygulamadım. Çünkü her çocuk kendi özelinde farklı, onları dinlerseniz konuşamasalar da kendilerini aslında çok net ifade ediyorlar...

Gelelim yazımın konusuna... 'emzik'- bu bende karabasan gibi bir konu olmuştu- ve çok şükür kızım 3,5 yaşında iken bıraktık. Sizlerle deneyimimi ve yaşadıklarımı paylaşmak istedim, belki annelerimize faydası olur diye.

Mila 2,850 gr doğdu, kilosu biraz düşük olduğundan 'catch up' denilen bir 'yakalama' refleksi oluyormuş benzer yaşıtlarına yetişip büyümek için. Bizimkinde de acayip bir emme içgüdüsü vardı. İlk aylarda ben öyle bir hale geldim ki, sürekli emziriyorum, hiç uyku yok, iyice psikolojim bozulmuştu vs vs. Doktorumuz, emziğe başlatmayı deneyin dedi. Doğal kauçuk emzik aldık ve Mila'cığım aportta bekliyormuş emilecek bişey ne de olsa. Ve böylece biz emzikle tanıştık, ben de normal periyotlarda emzirmeye devam ettim, biraz nefes aldım. 24 ay dolana kadar da kızımı emzirdim.




Uyku eğitimi verirken uyku arkadaşına ilaveten , emziğin çok faydası oldu, beni emzik yapmadı, kendi kendine uyumaya oldukça kolay alıştı. 1,5 yaştan sonra mümkün olduğunca emziği gün içinde vermemeye, sadece uyurken vermeye özen gösterdik. Emzik uyku ile ilgili bir nesneydi Mila için. Uçak yolculuklarında da çok işimize yaradı, malum biz çok gezen gezmeyi seven bir aileyiz.

Gelelim nasıl bıraktık kısmına... Çocukların damak ve diş sağlığı gelişimi için doktorların tavsiyesi maksimum 4 yaşa kadar kullanılması yönünde. Ben de 3,5 yaşına geldiğinde anne sütünü bırakırken, tuvalet alışkanlığını kazandırırken yaptığım gibi Mila ile konuşup, artık emziğe ihtiyacı olmadığını anlatmaya başladım. Çünkü ben öyle çocuğu iğrendirecek acı salçaymış, sirkeymiş sürerek birşeyden vazgeçirmekten yana değilim. Bu konuda resimler çizdik, kitaplar okuduk. Arkadaşlarının hiç birinin emzik kullanmadığını gördü. Ama nafile işe yaramadı.

Ben de emziği ucunu kestim, artık o zevki daha az alır, kendi bırakır belki diye.  Ama nafile bizimki emzik tiryakisi çıktı ve kesik emziği 2 ay emdi. Kendisi birkaç defa odasındaki çöpe attı ama sonra gitti geri aldı, kıyametler koptu.

Pedagogumuz bize en son çare 'tatile gittiğinizde ya birlikte orada çöpe atın ya da orada unutun gitsin' dedi. Ben de yaz tatili sonunda otelde 'unuttum' dedim. Tabi kıyametler koptu birkaç gün uyumadı öğle uykusunu, akşamları zorlandı ama sonunda alıştı, ve aşağıdaki şekilde mutlu son. Ama emzik bırakma işi Mila'yı büyütürken en zorlandığım ve uzun süren süreç oldu.



Bu deneyimimden çıkarımlarım ve tavsiyelerim:

1- Emzik uyku eğitimi için büyük kolaylık hakkını yememek lazım
2- Emziğe başlatmak zorunda kalmazsanız başlatmayın derim
2- Emziğe başladıysanız da 2 yaşı geçirmeden bıraktırmakta fayda var, büyüdükçe farkındalıkları artıyor ve iyice zorlaşıyor


sevgiyle

Anıl Özmen- Doğal Aile

23 Haziran 2016 Perşembe

Güneş Kremleri Hakkında Dikkat Edilmesi Gerekenler

Havaların ısınması ile birlikte çok çeşitli güneş korumalı ürün mağazalarda yerlerini aldı. Kıyafet ve şapka seçimi, güneşe çıkış saatlerine dikkat edilmesi kadar belki de daha da önemlisi doğru güneş kreminin seçilmesi. Tabiki tüm anne babaların öncelikli isteği, hassas tenli çocuklarımızın güneşin zararlı etkilerinden en iyi şekilde korunması… Maalesef cilt kanserinin en tehlikeli türü olan melanom ciddi artış göstermiş durumda. Uzmanlar doğru ürün ve kullanım şekli ile, melanom riskini arttıran güneş yanıklarının azaltılabileceği görüşündeler.
Bizim dikkatini çekmek istediğimiz kritik konu: bu korumayı sağlarken çevremizi kuşatmış ve çok tehlikeli kimyasallara çocuklarımızı da kendimizi de maruz bırakmamak. Belki bir kısmınız EWG (Environmental Working Group) u duymuşsunuzdur. Bu uluslararası ve kozmetiklerin içeriklerini araştırıp, insana ve doğaya verdiği zarara göre puanlayan ve bunu paylaşan, kar amacı gütmeyen bağımsız bir grup. Kullandığınız her türlü kozmetik ürününü www.ewg.org sitelerinden bakıp araştırabilirsiniz. Ürünlere bakarken 1-2 puan 'çok iyi', 3-6 'eh fena değil', 7-10 'evinize sokmayın' demek aklınızda olsun.
Şimdi gelelim konumuz güneş kremlerine...Nelere dikkat etmeliyiz?

- Güneş koruyucular içerilerinde pek çok kimyasal madde barındırır ve bu kimyasallar tenimize sürdüğümüzde kanımıza karışır. O kadar zararlı kimyasallar var ki kendimizi güneşten koruyacağız derken çok daha ciddi zararlar görebiliriz bunu aklınızdan hiç çıkartmayınız ve içerikleri lütfen okuyunuz. 
- SPF güneş koruma faktörü konusu çok önemli. Amerika'da 50 SPF üzerindeki güneş koruma ürünü uzun yıllardır satılmıyor . Güneşten korunmak için SPF 30 yeterli olup, şunu aklınızdan çıkartmayın 'ne kadar yüksek SPF o kadar çok ilave kimyasal demek'. 30 koruma faktörlü ürün alıp, daha sık sürün.
- Konunun uzmanları kimyasal yapısı ağır ve mineral içeriği az olan güneş kremlerinin özellikle hormon gelişimi üzerinde çok olumsuz etkisi olduğunu ve ciddi alerjilere yol açabileceğini belirtiyor. Östrojen hormonu etkisi yapan güneş kremleri, vücut dengesini bozabilir ve bunun sonucunda çocuklarda hormon bozuklukları, erken ergenliğe girmek gibi sorunlarla karşılaşabilirsiniz. Mineral içerikli ve doğal, organik güneş kremlerini hem kendiniz hem çocuklarınız için tercih etmekte fayda var. Yukarıda belirttiğim ewg sitesinden merak ettiğiniz markaları kontrol edebilirsiniz. 
- Güneş kremlerinden en çok kullanılan maddelerden olan A vitamini cilt kanserini hızlandırma etkisine sahip maalesef. Kozmetik firmaları güneş kremlerinde %16, cilt bakım ürünlerinde%14, dudak koruyularda %10 oranında A vitamini kullanmaktadır. Bu içerikteki ürünleri kullanmamakta fayda var. İçerik kısmında şu isimlerle yer alıyor: retinyl palmitate, retinyl acetate, retinyl linoleate ve retinol.
- Tercih edeceğiniz kremlerin toz veya sprey yerine krem ve losyon şeklinde olması daha sağlıklı, bu ürünlerden almaya dikkat edilmesini öneriyoruz.
- Son olarak mutlaka açık renk ve pamuklu giysi, doğru model şapka ile de desteklenmesi gerektiğini unutmayalım. Güneş kremi önemli tabi  giysilerle de desteklenmesi şart
Sağlıklı Mutlu Günler ve Tatiller Dileriz
Doğal Aile - Anıl Özmen
Kaynak:EWG articles, WHO articles

18 Mayıs 2016 Çarşamba

Parmak Boyası Hakkında Kısa Kısa

Resim ve boyalarla ilgili sevgili anne babalarımızdan çok sık soru alıyoruz. En sık sorulan sorulardan biri de küçük çocuklarda hangi aydan itibaren boya kullanılacağı ve hangi tür boyaların uygun olduğu yönünde. Bu nedenle, daha önce paylaştığımız bir yazımızı tekrar yayınlamak istedik.
Resim, küçük yaşlardan başlayarak, çocukların kendilerini özgürce ifade edebilmeleri, dış dünyayı nasıl algıladıklarını göstermeleri için çok önemli bir araç. Çocuğunuzun 15-16. ayından itibaren resim ve boyalar ile tanıştırıp, birlikte eğlenceli aktiviteler yapabilirsiniz.
15-16 aylık bir çocuk daha çok küçük olduğundan, yetişkin gözetiminde mum pasteller ve parmak boyaları ile resim yapmaya başlatabilirsiniz. Tabi ki her şeyin olduğu gibi boyaların da tadına illaki bakacağından, doğal içerikli, çocuğunuza zararlı kimyasal barındırmayan ve lekesi ten, giysi, yer, mobilyadan rahatlıkla çıkabilen ürünler seçmenizi hatırlatmakta kesinlikle fayda var sevgili anne babalar.

Parmak boyaları özellikle 15 aydan ile 2 yaştan itibaren küçük çocukları resimle tanıştırmak için ideal olup, parmak boyalarının çocuk üzerindeki başlıca etkilerine değinmek gerekirse:
  • Çocukların renkleri öğrenmesini, renkleri birbirine karıştırması ve sonucunu görmesini sağlar.
  •  Tüm duyular çalışır (görme, duyma, dokunma, koku ve eğer ürün uygunsa tatma duyusu) ve duyu entegrasyonunu teşvik eder.
  • Parmak ve el kaslarını kuvvetlendirir, motor becerisini geliştirir
  • El ve göz koordinasyonu gelişir ve desteklenir
  •   Eğer kağıdı yere koyarsanız, denge ve kas kontrolü gelişir
  • Henüz fırça kullanmaya hazır olmayan minik eller için idealdir.
  •  Özellikle küçük çocuklarda farkındalık ve sözcük kullanmadan kendini ifade etmeyi geliştirir ve teşvik eder
  •   Odak noktası sonuç, ne çizildiği değil, nasıl yapıldığı yani prosesin kendisidir. Resim yaparken müdahale etmemenizi, izleyici olarak kalmanızı öneririm.
  • Çocukların yaratıcılık ve hayal gücünü teşvik eder. Dış dünyayı nasıl algıladığı ile ilgili ip uçları yakalayabilirsiniz.
  • Birkaç çocuk bir arada yapılırsa aralarında işbirliği ve koordinasyonu teşvik eder
  • Materyal kontrolünü öğretir.
  • Temizlik ve temizliğe yardımı öğrenir. Ortalığı biraz batıracağı için çocuklar için eğlencelidir




Tavsiyelerim ve Deneyimlerim:

- Biz kağıt olarak İkea’dan rulo kağıt kullanıyoruz tavsiye ederim. İkea’nın yıkanabilir kollu önlükleri de çok kullanışlı ikili set halinde satılıyor.

- Taş ya da yerde, açık havada parkta, plajda yapabilirsiniz. Kötü havalarda evin içerisindeyseniz, mama sandalyesinde oturarak da yaptırabilirsiniz ortalık daha derli toplu kalır. 

- Kağıt, tahta mandal, taş,sopa vb farklı materyalleri de boyayabilirsiniz.

- Biz Doğal Aile olarak Alman Ökonorm marka tamamen su bazlı, kokusuz, doğal içerikli ve Ökotest sertifikalı parmak boyası kullanıyoruz. Boyalar her yerden kolaylıkla çıkıyor.

 - Resim yaptıktan sonra ortaya çıkan şekiller ve renklerle ilgili çocuğunuzla sohbet etmenizi öneririm, onların hayal gücünü teşvik eder. Unutmayın parmak boyaları ile resim çizilen nesnenin ne olduğuna değil, boyayı alma, elleri kullanma vs gibi resim yapma prosesinin kendisine odaklıdır.

Rengarenk ve mutlu günler dilerim

Sevgiyle

Anıl Özmen - Doğal Aile

12 Nisan 2016 Salı

Tuvalet Eğitimi Hakkında İp Uçları

Merhaba,

Havaların ısınmasıyla 2,5 yaş civarında çocuğu olan evlerde tuvalet eğitimi hazırlıkları, planlamaları başlar yavaş yavaş. Açıkçası benim gözümde çok büyüyen bir konuydu bu ve geçtiğimiz yaz kızım Mila 2,5 yaşında iken çok da kolay bir şekilde 3 günde hallettik :) Sizlere yardımcı olması için kendi deneyimlerimi bu yazımda paylaşmak istedim.

1. Adım Planlama ve Bilgilendirme:

Bence ön hazırlık önemli ben bezi bırakmayı Temmuz- Ağustos ayı gibi planlamıştım ve 1,5 ay öncesinde eve bir klozet alıp benim de kullandığım banyoya koydum. Kendim tuvalete giderken kızım da gelip, yanımda kendi klozetine oturdu oyun gibi. Ona neden tuvalete gittiğimi, ne yapıldığını anlattım. Kaka, çiş gelince ne hissedilir, karın ağrısı vs anlattım. İlgisini çekti. Tuvalet kapağı kapalıyken sifonu birlikte çektik vs. (Küçük bir not: Küçük çocuklar kakayı görünce korkuyor kendi yapınca bile başlarda kakasını görmesine izin vermeyin) 

Çiş ve kaka ile ilgili bir kitap aldım onu okuduk arada. Çok ilgisini çekmedi ama bir şeyler öğrendi. Her ne kadar kendisinden hiç mi hiç haz etmesem de Pepe'nin ' çişimiz tuvalete' isimli şarkısı bizim çok işimize yaradı itiraf ediyorum :))

2. Sinyaller ve Düzenlemeler:

Okuduğum tüm yayınlarda ve uzman makalelerinde belirtilen hassas konulardan en önemlisi: çocuğunuzun bezi bırakmaya fizyolojik olarak hazır olması ve hiçbir şekilde zamanından önce ve zorla bıraktırılmaması. Bu çok çok kritik dikkat edilmesi gereken bir konu ileride çok ciddi sıkıntılar yaratabilir zorla bırakılması çünkü. Eğer çocuğunuzun bez değiştirme periyodu azalmışsa 2-3 saatte bire inmişse, bazen sabah bezi kuru kalkıyorsa tamamdır. Bazı çocuk çok farkında olup bezine yaparken bile 'kakam geldi' vs diyor onlar iyice hazır demektir. Benim kızım çiş, kaka söylemiyordu fakat 3 saatte bir bezi değiştirmeye başlamıştık.

3. Ve Eğitime Başlamak:

Önce yazlıkta denedim altını açtım lazımlığı balkona koydum ama kesinlikle lazımlığa oturmayı red etti ve gözümün içine baka baka yere çişini kakasını yaptı ve çok ağladı. 1-2 gün denedim ve vazgeçtim zorlamamak için.

Aradan 10 gün geçince evimize geldik, eve tekrar alışınca evde halı vs hepsini topladım. Kızıma bugün bezi bırakıyoruz dedim sabah kalkınca ve klozeti salona getirdim ve 1,5-2 saatte bir oturttum. Bu sefer itiraz etmedi. Her klozete yaptığında alkışladım ve sticker hediye ettim, sevindi. Salon kapısına aşağıdaki resimdeki tabloyu yaptık. Her günü yazıp çişini klozete yaptığında birlikte gülen surat, kaza olup yere yaptığında ise somurtan surat çizdik. Çişini kendi söyleyip, klozetine oturup yaparsa ilave yıldız aldı. Bu hem bana kızımın çiş kaka periyodlarını öğretti hem de onu çok motive etti. Hiç abartmıyorum öylesine aklıma gelen bu çizelge oyunu ile biz olayı çözdük. 3 gün sonra artık kızım çişini kakasını söylüyordu. 10 gün süresince arada kazalar oldu oyuna dalınca vs ona hiç kızmadım ve sabırla temizledim. 'Çişleri kakaları evlerine gönderelim' diyerek klozete yaptık hep. 1 ay sonra iyice alışınca lazımlığı banyoya getirdik ve sonrasında da Potette marka tuvalet adaptörüne geçtik. (Küçük çocuklar kakayı görünce korkuyor kendi yapınca bile başlarda kakasını görmesine izin vermeyin) 


Ben gece gündüz aynı anda bıraktım. Gece uyumadan 2-3 saat önce sıvı almaz ise 1 defa çişi geliyor  ya da sabaha kadar tutuyor. Benim kızım sağolsun gece çişi gelince kendi kalkıp söylüyor bunu öğrendik, biz uyandırınca bize çok kızdı. Bazı çocuk da uyandırılmayı bekliyor, çocuğa göre değişiyor tabi. Ama tavsiyem gece gündüz tek seferde bırakılması sevgili anneler.

Ve mutlu son...




Neler kullandım?

- Lazımlık
- 2 tane alıştırma külodu (parkta ve arabalı seyahatte kullandım kısa bir süre)
- Pamuklu külot
- Yatak koruyucu ( bizi  ürünlerden Disana marka organik ve sızdırma ürünü çok tavsiye ederim yumuşacık ben çarşafın altına değil direkt üstüne seriyorum. Uyurken hışırdamıyor ve kaza olursa çocuğun uykusu kaçmadan çarşafı değiştirmeden direkt sızdırmazı alıp yenisini koyuveriyorsunuz. kesinlikle sızdırmıyor)
- Potette tuvalet adaptörü. (bir tane ev için bir tane de  park, AVM, restoran gibi yerlerde kullanım için aldım. muhteşem bir ürün her yere yanınızda taşıyın hem pratik hem hijyen. Kendi torbaları da var her türlü delik olmayan market poşeti vs de uyar)


Herkese Kolaylıklar... Sorularınız için anil@dogalaile.com mail adresime mail atabilirsiniz. Elimden geldiğince yardımcı olurum seve seve...

Sevgiyle

Anıl Özmen- Doğal Aile


9 Mart 2016 Çarşamba

Oyun Hamuru Deyip Geçmeyin!!

Merhaba,

Özellikle 1.5-2 yaşından büyük, oyun hamuru ile oynamayı sevmeyen çocuk yoktur herhalde... Kendimden örnek vereyim; 3 yaşında olan kızımla bizim en sık ve uzun süre oynadığımız oyunlar hep oyun hamurları iledir. Sabah kurabiye, bazen pizza yapılıyor, fırında pişiriliyor, bazen kendi hayal gücüne göre hayvanlar yapılıp, konuşturuluyor ve daha neler neler.




'Oyun hamuru çocuğu oyalıyor işte' deyip geçmeyin, çocuk gelişim uzmanlarına göre oyun hamurlarının çocukların bedensel ve zihinsel gelişimlerinde çok ciddi olumlu etkileri var. Sonuçta çocuklarımız oyunlarla öğrenir ve hayata hazır hale gelirler. İşte bunlardan bazıları:


  • Çocukların el ve parmak kaslarını kuvvetlendirir. Güçlenen parmak kasları, okul zamanında daha rahat kalem tutmasını sağlar.
  • El ve göz koordinasyonunu sağlar. Kavrama becerisi gelişir.
  • Yumuşak, sert gibi kavramları, şekil ve renkleri öğretir. Renkleri birbirine karıştırarak keşifler yapabilir, renkleri karıştırma denemeleri onu problem çözmeye teşvik eder.
  • Parçaları birleştirip bir bütünü oluşturmaya çalışmak, tıpkı yapboz oyunlarda olduğu gibi onu basit matematik kavramları ile tanıştırır.
  • Kendini ifade etmeyi, çevreyi nasıl algıladığı gösterir. Dikkat ederseniz çocuğunuzun çevresini, sizleri nasıl algıladığını, taklit ettiğini, onun iç dünyasını anlayıp, tanıyabilirsiniz. Onun neler hissettiğini, düşündüğünü anlayabilirsiniz.
  • Hazır olanı tüketmeye değil, üretmeye teşvik eder.
  • Herhangi bir kuralı olmadığından, kalıpların dışında düşünüp, özgürce hareket ederler. Yaratıcı zeka ve hayal güçlerini geliştirir
  • Özgüveni gelişir
  • Farkındalığı ve dikkati artar.
  • Görme, dokunma ve koklama duyularını bir arada kullanabiliriz


E hal böyle olunca, çocuklarımız için kullandığımız her üründe olduğu gibi, oyun hamurlarında da çocuğa zararlı kimyasal içermemesi önem taşıyor. Malum ağızlarına götürebilirler, ellerine yapışan hamurlar el aracılığı ile direkt yine ağızlarına gidebilir çünkü.




Evinizde hamurunuzu basit tariflerle kendiniz yapabileceğiniz gibi www.dogalaile.com da bulabileceğiniz Ökotest sertifikalı ve doğal içerikli Ökonorm marka oyun hamurlarımızı da deneyebilirsiniz. Oyun hamuru alış verişi yaparken lütfen o minicik yazılan içerikleri okuyunuz. Çocuk ürünü olduğu için illaki belirti test ve onaydan geçiyor ürünler. Fakat raflarda yer alması %100 sağlıklıdır anlamı taşımaz. Bu nedenle lütfen içerikleri okuyup ona göre seçiminizi yapınız. Benden söylemesi...

Bol Oyunlu, Mutlu Günler

Anıl Özmen- Doğal Aile