6 Aralık 2015 Pazar

Bebek ve Çocuklar İçin En Sağlıklı Tekstil Materyalleri Neler Biliyor Musunuz?

Merhaba

Sevdiğim bir laf vardır 'Bilgi Paylaştıkça Çoğalır'... Ben de doğallıktan yana olan bir birey ve anne olarak elimden geldiğince bilgilerimi paylaşmaya çalışıyorum. Doğallık ve organik tüketim aslında bir yaşam biçimi... Çevremiz yapaylık ve kimyasallarla kuşatılmış durumda olduğundan, yediğinizden, giydiğinize, bulunduğunuz, vakit geçirdiğiniz ortamlara, aktivitelerinize kadar pek çok alanda dikkat etmemiz gereken çok şey var... 

Bu yazımda sağlıklı tekstil ürünlerinin özelliklerine kısaca değinmek istedim. Çünkü dünyada hiçbir şeyden habersiz, masum bebeklerimiz bence her şeyin en sağlıklısını hak ediyor... 

Anne rahmi bebeğin gelişimi için özel ve ideal bir ortam. Sağladığı sıcaklıkla bebeği ısıtırken, dış etmenlerden bebeği korur ve ilk temasa hazır olabilmesi için gerekli hareket özgürlüğünü sağlar. Doğumla birlikte bebeğin dış dünyaya alışma süreci başlar. Dünyaya yeni gelen bebek, anne karnında alışık olduğu güven ve sıcaklığı, ebeveynlerinin sevgi ve kucaklaması ile sağlamaya çalışırken, aynı zamanda giysileri yardımı ile fiziksel sıcaklığa da ihtiyaç duyar.

Hassas ve savunmasız bebek cildi için en sağlıklı olan: toksik madde barındırmayan, doğal elyaftan yapılmış giysiler giymesidir. 

Doğal yün, içeriği itibariyle insan tenine benzerliği olması ve aynı zamanda bebeğin ihtiyaç duyduğu ideal sıcaklığı sağlaması açısından bebek için en iyi bir doğal materyallerden biridir. İşte bu yüzden biz özellikle sonbahar kış aylarında özellikle hep yün ve yün ipek ürünleri öneriyoruz doğal anne babalarımıza...

Bebek ve çocuklar için en sağlıklı üç kumaş türü var: pamuk, yün ve ipek. Gelelim bunların başlıca özelliklerine:

Yün: Yün nefes alabilen bir materyaldir ve her ortamda sıcaklığı dengeleyici özelliğe sahiptir. Nemi kendi ağırlığının 3 katına kadar emip, hava geçirgenliğini devam ettirebilme özelliği ile her mevsim kullanılabilir. Sıcak havalarda serin, soğuk havalarda sıcak tutar. Esnek ve hafiftir. İçerdiği doğal lanolin maddesi sayesinde anti bakteriyeldir, mikrop barındırmaz. Açık yara tedavisinde bile kullanılan yerler vardır. 

Bakımı pamuğa göre biraz daha zahmetlidir. Elde ya da makinada 30 derece sıcaklıkta yıkanması, tercihen yün deterjanı kullanılması önerilir.




Pamuk: Yumuşak, cilt dostudur ve bakımı kolaydır. Nemi kendi ağırlığının %20 sine kadar çeker ve dışarıya geçirir. Temizliği sırasında yüksek ısıya dayanıklıdır. Organik pamuk elle toplanır, üretiminde kimyasal kullanılmaz.


İpek: Hafif, ince, parlak bir dokuda olup, cildi yatıştırıcı, iyileştirici ve çabuk kuruyan özelliklere sahiptir. Emziren annelerin göğüslerinde, bebeklerin popolarında oluşan tahriş, iltihaplanmaların yanı sıra açık yara, boğaz ve boyun iltihapları gibi rahatsızlıkların tedavisinde de kullanılır. Ortalama %30 düzeyinde nem çekebilir




Bizden bilgilendirmesi, gerisi size kalmış sevgili anne babalar...Alışveriş yaparken o içindekileri yazan minicik etiketleri okumak ve ona göre seçim yapmak da hem kendimiz hem çocuklarımız için boynumuzun borcu öyle değil mi?


Sevgiyle Kalınız


Doğal Anne- Anıl Özmen

25 Kasım 2015 Çarşamba

Elektronik Cihazlar Çocuklarımızı Nasıl Etkiliyor Biliyor muyuz?

Merhaba

Biz çocuğumuzla birlikte seyahat etmeyi seven ve her yere de çocuğumuz ile birlikte giden bir aileyiz. Her anne babanın kendi çocuklarını yetiştirmek için benimsediği bir tarzı, tercihleri var ve ben buna sonsuz saygı duyuyorum. Bizim tercihimiz; çocuğumuzu mümkün olduğunca kendini özgürce ifade edebilen, kendi kendine yetebilen, doğayı seven, koruyan ve mümkün olduğunca doyumsuz tüketim çılgınlığından uzak yetiştirmek...

Özellikle dışarıda yemek yerken, uçakta seyahat ederken, bazen parkta bile çok sık şahit olduğum bir sahne var ki bence çok acıklı... Sahne şu: yemek masasında anne baba ve çocuk var. Anne ve baba yemeklerini yiyor, aralarında sohbet ediyorlar, keyifleri yerinde. Çocuğun önünde ise bir ipad ya da cep telefonu orada çizgi film izliyor. Çocuk sanki hipnotize olmuş, ne konuşuyor ne de bir yüz ifadesi var, hareketsiz ağzı açık önündekini izliyor. Anne ya da bakıcısı yanında kim varsa çocuk bu şekildeyken ağzına yemekleri tıkıyor... Masada birden fazla anne baba varsa, çocuk sayısı kadar tablet bilgisayar var maalesef. Ben şahsen bu sahneyi görmeye dayanamıyorum, dediğim gibi kimseyi eleştirmiyorum, her anne babanın kendi tercihi. Ama televizyon ve elektronik cihazlara çok fazla maruz kalmanın çocuklar üzerindeki etkisini bilmek ve maruz kaldığı süreleri ona göre düzenlemek lazım en azından diye düşünüyorum naçizane.





  • Elektronik cihazların yaydığı radyasyon etkisi zaten başlı başına hem bizim hem de çocuklarımız için çok ciddi bir tehdit oluşturuyor. 
  • Çocukların beyinleri ipad, cep telefonu, televizyon gibi üç boyutlu görüntü içeren elektronik cihazlara karşı çok hassastır. Büyüme sürecinde, sürekli gelişen ve bir o kadar da hassas çocuk beyinlerini minicik bir uyarıcı bile olumsuz yönde etkileyebiliyor. Uzman görüşlerine göre özellikle televizyon izlemek gibi pasif ekrana maruz kalmak; çocuklarda uyku düzeni bozulması, duygu durumu değişmeleri, hassasiyet ve agresifliğe sebebiyet verebiliyor. 
  • Ekrandan gelen ışık karanlık ortamda salgılanan uyku hormonunu baskılayabiliyor ve vücut saatini etkileyip, uyku sürecini geciktirebiliyor. 
  • Vücut saatinde sık bozulmalar, hormon dengesizliği, beyinde sorunlara bile yol açabilecek ciddi bir durumdur, özellikle küçük yaştaki çocukların düzenli uyumaya ihtiyacı vardır. 
  • Aşırı uyarılma ve bağımlılık oluşması çocuğun duyusal sistemine aşırı yük bindirir ve stres, depresyon, aşırı hassasiyet, asabiyet oluşumuna yol açabilir. 
  • Ekran başında geçirilen zaman, fiziksel oyun ve aktivite zamanını azaltır. bunun yerine doğada vakit geçirmesi, ya da kendi gelişimine faydalı oyunlar oynaması çocuk üzerinde çok daha olumlu etki sağlar.
Bu saydıklarım olumsuz etkilerin sadece bazıları daha o kadar çok var ki... Yaşadığımız yüksek teknoloji çağında bunlardan tamamen uzak durmak evet zor evet kulağa biraz ekstrem geliyor olabilir. Her sıkıştığımızda çocuğun önüne elektronik cihaz koyarak onlara iyilik etmiyoruz. Aksine bence yapmamız gereken şey; kontrollü bir şekilde elektronik cihaz kullanımı sağlayarak, bu şekilde çocuklarımızın daha sakin, mümkün olduğunca kendi doğal döngülerinde, onların doğal akışında gelişmelerine ve büyümelerine yardımcı olmak.




Benim kızım yakında 3 yaşına girecek, daha televizyon izlemedi günde en fazla 3-4 defa 10 ar dakikalık sürelerle içerik olarak uygun çocuk şarkısı vs içerik izlemesine izin veriyorum. Birlikte izliyoruz. 2 yaşına kadar hiç birşey de izletmedim. Bu uygulamadan da son derece memnunum, evet bazen daha çok izlemek için ağlıyor ve çok mücadele veriyor. Bu durumlarda ona alternatif oyunlar yaratarak olayı bertaraf ediyorum, izah ediyorum. Her havada dışarıya çıkartıyorum ve parkta yapraklarla, çimenlerle oynuyoruz, koşuyoruz, kitap okuyoruz, müzik dinliyoruz, sohbet ediyoruz...

Tabi ki karar sizlerin, amacımız mutlu, özgür çocuklar yetiştirmek...


Sevgiyle kalınız

Doğal Anne- Anıl Özmen

kaynak: küçük kitap kurdu, çocuk gelişimi, mutlu çocuk yetiştirmek, çeşitli uzman makaleleri




14 Eylül 2015 Pazartesi

Doğa ile Barışık Mutlu Çocuk

Kızım Mila’dan kalan boş vakitlerimde eski dergileri karıştırıp, detaylı okumadıklarıma tekrar göz atmak adetimdir. Dün eski Geo dergilerimi karıştırırken Aralık 2013 sayısındaki ‘Brossier ailesinin evi’ konulu yazı hem hoşuma gitti, hem de düşündürdü. Kısaca özetlemek gerekirse; Brossier’lar anne, baba, 4 ve 2 yaşında iki kız çocuğundan oluşan 4 kişilik bir aile. 25 metrekarelik kamarası olan yelkenli teknelerinde ve kutuplarda yaşıyorlar. Teknenin içinde kızlar eğlensin diye salıncak bile kuruyorlar.



Özellikle İstanbul gibi metropollerde yaşayan, boş zamanlarında çocukları ile birlikte AVM turlayan, tüketim çılgını ve biraz da tatminsiz olan pek çok insan için uç bir örnek belki… 

Ama benim aldığım ana fikir şu: çocuklarınızla birlikte iyi vakit geçirmek, mutlu olmak için illa ki her haftasonu farklı oyuncak almak, AVM’lerde ve kapalı yerlerdeki oyun salonlarında vakit öldürmek yerine doğa ile barışık, onların ilgilerini çekecek, özgüven ve yaratıcılıklarını pekiştirecek pek çok farklı aktivite planlanabilir. 

Doğayı anlayarak, hayvanlardan korkmadan, çiçekleri koparmadan onlarla  yakın büyüyen çocukların kişisel gelişimlerinde ve özgüven oluşumlarında doğanın çok olumlu etkisi olduğu bilimsel olarak ispatlanmış bir gerçek... Çocuklarımızın sağlıklı, sağduyulu ve günümüzde malesef çok kıt olan 'empati' kurabilen ve yaşadıkları topluma faydalı bireyler olabilmeleri için doğa pratikleri çok önemli bence. 



Brossier’ler bunu 25 metrekarede ve üstelik kutuplarda başarmışsa, çok da zor olmasa gerek, yeter ki istensin. Haydi her havada ve koşulda çocuklarımızla birlikte parklara, doğaya ve açık havaya...


Sevgiyle

Anıl Özmen- Doğal Aile, Doğal Anne

Kaynak: Geo

19 Haziran 2015 Cuma

Bebekle Uçak Seyahati İçin Minik Tüyolar

Biz ailecek gezmeyi çok severiz, bu sebeple 12 yıldır evli olmamıza rağmen evliliğimizin 10. yılında çocuk sahibi olduk desek yalan olmaz :))

Çocuğuna tek başına -anneanne babaanne yardımı dahi olmadan- bizzat bakan bendeniz tabi ki  tüm seyahatlere de ailecek ve minik Mila ile birlikte gider. Biz kızımız 3 aylıkken pasaportunu çıkartıp, vizesini aldık ve seyahatlerimize başladık ve çocukla seyahate de devam ettik. Mila şu anda 27 aylık, 9 ülke gördü ve 24 defa uçağa bindi...Tabi ki çocukla seyahat zahmetli, çocuksuz seyahat gibi olması mümkün değil bunu baştan kabul etmek lazım sevgili anne babalar.

Siz de bizim gibi ailecek gezenlerdenseniz, dikkatli ve özenli bir planlama ve ön hazırlık ile keyifli geçen ve karşılıklı eziyete dönüşmeyen bir uçak seyahati geçirebilirsiniz. İşte size bizzat kendi tecrübelerimden yola çıkarak hazırladığım 2 yaşa kadar olan küçük çocuklarla uçak seyahati için tavsiyelerim...





Öncelikle konuyu 2 yaş altı ve 2 yaş üstü çocuk olarak ayırmakta fayda var. Çünkü 2 yaş altındaki çocuklara ayrı bilet ve koltuk alınmıyor, kendi uçuş kemerinize bebek kemeri takarak kucağınızda seyahat ediyorsunuz. 2 yaş üstü çocuklar için ayrı koltuk alma zorunluluğunuz var, fiyatları da teoride %50 indirimli yazsa da pratikte hemen hemen sizin koltuk ücretiniz ile aynı! Kendi koltuğu olunca yolculuk daha kolay oluyor nispeten.

2 yaş altındaki çocukla uçak seyahatinde dikkat etmeniz gereken konular ve tavsiyelerim:

  • Uçuş saatinizi çocuğunuzun uyku saatine göre ayarlayınız. Ben uçuş sırasında uyuyacağı şekilde organize oluyorum, ortalama 1saat uyuyor uçakta böylelikle. İstanbul'da her zaman rötar oluyor, bunu dikkate mutlaka almakta fayda var. Varış saati 20:00'dan sonraya kalan uçakları tercih etmeyin, zor oluyor.
  • Çocuğunuz uçakta verilen exit kısmındaki bebek yatağı boyutlarına uyuyorsa (0-6 ay için genelde uygun) check in sırasında mutlaka görevliden sizi bu koltuğa yerleştirmesini rica ediniz. Bu imkan çift koridorlu büyük uçaklarda,uzun uçuşlarda ve business class ile yolculuk ederseniz mevcut. Bebeğiniz uçakta uyursa uçakta önünüzde size verilen yatağa yatırırsınız ve rahat edersiniz.  

  • Ya da 3 lü koltukta ortanızı boş bırakacak şekilde check in yapıp, görevliden de uçak müsaitse ortanızı boş bırakmasını rica edin, uyursa rahat edersiniz. Uyumasa bile ortanız boş olursa hareket kabiliyetiniz daha yüksek olur.
  • Uçaklar malum çok nadir körüğe yanaşıyor. Puseti de bagaja veriyorsunuz. Genelde elinizde çanta, kucakta çocuk, sefil halde uçaktan inip otobüse binip o şekilde uçağa biniyor ya da iniyorsunuz. Kesinlikle hem kendi bel sağlığınız hem de inip binerken çocuğunuzun rahatı ve güvenliği için ergonomik bir kanguru edinmenizi ve çocuğunuzu kendinize bağlayıp uçağa binerken, inerken, bavullarınızı alırken vs kullanmanızı öneririm. Mışıl mışıl uyur bile kanguruda.


  • Yanınızda uçuş sırasında rahatça ulaşabileceğiniz, mümkünse kendi ayağınızın altına koyacağınız bir çantanız olsun. İçinde atılabilir alt açma bezi, bebek bezi, ıslak mendil, önlük, biberon, mama, küçük bir battaniye ve kullanıyorsa uyku arkadaşını koyabilirsiniz. Böylelikle her ihtiyaç olduğunda üst kısımdan indir çıkart uğraşmazsınız. Çocuklar uçuş basıncıyla çok güzel kaka yapıyor uçuş sırasında :)) Uçak tuvaletlerinde bebeğinizin altını değiştirmeniz için küçük bir alt değiştirme ünitesi var.
  • Kulaklarının basınçtan tıkanmaması için emziriyorsanız kalkış ve inişte emzirin, ya da emzik takın. Emzirmiyorsanız ve emzik almıyorsa konuşturup çene hareketi yapmasını ya da biberondan süt, su içerek emme hareketi almasını sağlayınız.
  • Anne sütü alıyorsa beslenme açısından işiniz kolay. Rahat emzirebilmeniz için emzirme önlüğü ve emzirme tişörtleri hayat kurtarıyor. Daracık koltuklarda bile bir yeriniz açılmadan rahat rahat emzirirsiniz. emzirme önlüğünü bebek uyurken, uçak anonsu, ışık gibi dış etmenlerden korumak için de kullanabilirsiniz.
  • Katı beslenmeye yeni geçmiş çocuklar için hazır cam şişe  sütlaç, meyve püresi, çorba uçakta veriyorlar.  Eğer sizin de benim gibi kesinlikle hazır hiç bir gıdayı yemeyen bir çocuğunuz varsa tarhana hayat kurtarır. Ben Avent'in bardak şeklinde ısıyı muhafaza eden kaplarına 100 ml geçmeyecek şekilde koyu kıvamda tarhana çorbası pişirip alıyordum, çok rahat oluyor. unutmayın 100 ml geçen sıvıyı uçağa sokamazsınız!
  • Oyun oynamak için yanınıza yer kaplamayacak küçük kitaplar, minik el kuklaları alabilirsiniz.
Ailecek keyifli seyahatler dilerim

Sevgiyle

Doğal Aile- Anıl Özmen

Not:Resimler internetten alıntıdır

28 Mayıs 2015 Perşembe

Kundak Kullanımı Hakkında Yeterince Bilgi Sahibi Misiniz?

Merhaba

Son zamanlarda çevremde çokça bahsi geçtiği için kundak hakkındaki araştırma sonuçlarımı ve annelik deneyimlerimi siz anne babalarla da paylaşmak istedim.


Bebeğinizin ilk doğduğu anı gözünüzde canlandırın, ya da uzun zaman geçtiyse hafızanızı tazelemek için yenidoğan resimlerine bir bakın. Ne kadar da çaresiz, ürkmüş gözüküyor değil mi? Annesinin sıcacık karnında, karanlık ve suyun içinde rahatken şimdi kuru, aydınlık ve biraz daha soğuk, farklı pek çok ses ve kişinin arasında... Ürkmesi kadar doğal bir şey yok bence...


Ben titiz ve araştırmayı seven bir mizacım olduğundan, kızım doğmadan önce bebek bakımı, ebeveynlik ile ilgili pek çok kitap okudum. (Ne kadar okursanız okuyun, her çocuk farklı, en çok kendi iç sesinize ve güdülerinize güvenin tabiki!) En çok içime sinen ve bizzat uygulayıp çok olumlu sonuçlarını gördüğüm kitap Harvey Karp'ın 'Mahallenin En Mutlu Bebeği' kitabıdır. Bu kitapta bebeği kundaklamak, sıkça kucaklamanın faydalarını ve sonuçlarını çok güzel anlatır. Amerikalı ünlü çocuk doktoru Harvey Karp, bebeklerin kolay uyuması için geliştirdiği teknikte kundaklamayı önerir. Karp’a göre kundaklama 3-4 aylık olana kadar yapılabilir. Bebeğin sinir sistemi ilk 3 ayda tam olarak gelişmediği için, kundaklanmadığı takdirde uykusu sırasında hareket ederek kendini huzursuz etme ve uyandırma eğilimi vardır. Kundaklama bebeğin anne karnındaki durumunu hatırlattır. Bebek ilk başta sıkılmış gibi itiraz etse de eninde sonunda buna alışır ve daha rahat eder.

Amerikan Pediatri Akademisi 1 yaşın altındaki bebeklerin (infant) kalça ve bacaklarını özgürce hareket etmesine izin veren güvenli kundaklama yöntemini destekler.

Kundaklama hakkında kısa bazı bilgiler:


  • 0-3 ay arasında, 4 aya kadar kullanım önerilir. Bu dönemde bebeklerde özellikle uyurken irkilme, kendi kendini uyandırma içgüdüsel olarak vardır. 
  • Doğru yapılmış bir kundak bebeğinizi sarıp sarmalar ve anne karnı hissi uyandırarak huzur ve güven verir. 
  • Daha rahat ve uzun uyumasını, uyanınca daha kolay uyumasını sağlar.
  • Sırt üstünden yüz üstüne dönmeyi zorlaştırdığı için ani bebek ölümü (SIDS) riskini azaltır.
  • Gazlı ve kolik bebeklerde sakinleştirme etkisi ile olumlu sonuç verir.
  • Kundaklamayı, bebeğiniz yüzüstü dönmeye başladığından itibaren kundaklamayı bırakmak gerekir. Çünkü yüzüstü dönen bebeğin elleri bağlı olması durumunda boğulma riski artar.


Gelelim kundak hakkındaki en kritik konuya...Doğru kundaklama çok kritik önemde olup, bilinçsiz ve hatalı kundaklama kalça çıkığına yol açabilir. Kundak ve çok sıkı ne çok gevşek olmalı ve bebeğin bacakları serbest olmalıdır.


Doğru Kundaklama Şekli: Ana rahmindeki fetüs pozisyonunda, bebekler bacaklarını karınlarına çeker ve çapraz olacak şekilde hafifçe birbiri üzerine getirir. Aşağıdaki ilk grafikten de görülebileceği üzere, sırt üstü yatırılan bir bebeğin doğal duruşunda bacaklar açık ve hafif bükülü vaziyettedir
Hatalı Kundaklama Şekli: Bebeklerin bacaklarını çekiştirerek düzleştirmek ve bacaklarını oynatamayacağı bir şekilde sıkı sıkıya sarmak hatalı bir kundaklama şeklidir.Aşağıdaki grafikte görüleceği üzere, hatalı kundaklama yapıldığında, kıkırdak ve kasların doğal duruşuna aykırı olan bu ani hareket, eklemleri esnetir ve zaten yumuşak olan kıkırdak dokuya zarar vererek, kemiğin yuvasından çıkmasına yol açar.


Yukarıdaki uyarıları dikkate alarak, bebeğinizin doğumundan itibaren ilk 3-4 ayda isterseniz kendiniz kundak yapabilir, isterseniz de hazır ve ilgili testlerden geçip, klinik onayları alınmış hazır kundak ürünlerinden kullanabilirsiniz. 

www.dogalaile.com sayfamızda dünyaca ünlü ergonomik ürünlerin bir numarası Ergobaby kundak setimizi deneyebilirsiniz.


Sağlıklı ve Mutlu Günler Dilerim


Sevgiyle


Doğal Aile- Anıl Özmen


Kaynak: Mahallenin en mutlu bebeği, Ergobaby, amerikan pediatri derneği yazıları, Tanla Bilir yazıları